Patara Kum Tepesi, Türkiye'nin en özel kumsallarından biri olan Patara Plajı içerisinde yer alır. Tamamen doğal yollarla oluşan bu kum tepeleri görenleri acaba burası Türkiye’mi diye düşündürür. Bir tarafta uçsuz bucaksız çölleri andıran kumlar, bir tarafta Akdeniz’in sonsuz maviliklerini barındırmakta. Kumun altın sarısı renkleri denizin mavisi ile bir ahenk içinde dans etmekte. Her mevsim ve havada başka görünen kum tepeleri, yazın yakıcı havada güzel bir esinti, son baharda üşüten bir rüzgar, kışın ürkütücü bir doğa olayına dönüşebiliyor.
Kumsalın rengi de havaya ve günün her saatine göre farklı renkler sergilemekte. Öğlen altın sarısı gibi parlayan kum tepeleri, gün batımında ise kızıl renge bürünmekte. Zaten Patara Plajı kendi başına bir dünya harikası iken bir de bu doğa harikası kum tepelerinin aynı yerde olması bölgenin yerli ve yabancı turistlerin bir numaralı rotası haline getirmiş durumda. Sizde Kaş tarafına yolunuz düşerse mutlaka Patara Plajı ve Patara Kum Tepelerini görmeye gitmelisiniz.
Patara kum tepelerini mimari doğanın ta kendisidir. Uzun yıllar içinde tamamen doğal yollar ile oluşan kum tepeleri, hem bölgenin coğrafi konumu gereği çok rüzgarlı olması, hem de Akdeniz’in dalgalarının ortak çalışmaları ile oluşmuştur. Patara kum tepelerine giden herkesin ilk hissettiği şey rüzgardır. Bölgede yaz kış yoğun rüzgar olması kum tanelerinin havada uçuşmasına sebep oluyor. Kum tepesini ziyaret edenler genelde ayakkabılarının içinden kıyafetlerine, ceplerinden kulaklarının içine kadar ince kum taneleri ile dolar. Buda bölgede kumun sürekli hareket halinde olduğunun bir kanıtıdır.
Rüzgarın havalandırdığı kumlar sahilden uzağa doğru yol aldıkça, dalgaların yükselmesi ile kum öbekleri oluşmaya başlar. Zamanla uçan kumlar tepelere yapışırken Akdeniz’in hırçın suları da gelgitler ile kumu denizden uzağa götürüp yığmaktadır. Böylesine ortaklaşa bir çalışmanın sonucunda doğa, Patara Kum Tepelerini oluşturmuştur.