Hadrianus Kapısı’yla birlikte, Roma Dönemi Attaleiası’nın büyük oranda sağlam ve özgün olarak günümüze ulaşmış iki yapısından birisi olup İ.S. 1. yüzyılda inşa edilen Hıdırlık Kulesi, adını çevresindeki yeşil alanda günümüzde halen kutlanan Hıdrellez şenlikleri ile bağlantılı olarak Türk Dönemi’nde almış olmalıdır. Yapı özgün hali ile kent surlarının dışında anıtsal bir mezar binası olarak inşa edilmiştir. Kent nüfusunun Erken Bizans Dönemi’ndeki göçlerle artması, sur duvarlarının kentin bu bölümünde genişletilmesini ve Hıdırlık Kulesi’nin kent surlarına bağlı bir savunma kulesine dönüşmesini beraberinde getirmiştir. Üst katı okçu ve mancınık alanı olarak düzenlenen, alt katı da şapel olarak kullanılan yapının bu işlevi 19. yüzyıla kadar sürmüştür. 1950’li yıllara kadar Antalya Belediyesi’nin malzeme deposu olarak kullanılan yapı, günümüzde sınırlı sürelerde düzenlenen kültürel ve sanatsal etkinliklerde ziyarete açılmaktadır.Hıdırlık kulesinin yüksekliği 14 metre olup alt kısmı kare, üst kısmı ise silindir şeklinde inşaa edilmiştir. Yapının işaret amaçlı ateş yakılarak hem iletişim için hem de savunma amaçlı kullanıldığı sanılmaktadır.Diğer bir görüşe göre de deniz feneri ve yaklaşan gemilerin takip edildiği gözetleme kulesi olarak kullanıldığıdır.Günümüzde yapıya girişi sağlayan ve yapıldığı dönemde de ana giriş olarak kullanılan İon tarzındaki anıtsal kapı, yapının kuzeydoğu cephesinde yer almaktadır. Kapının her iki yanında Latince’de “faskes” olarak adlandırılan 6’şar adet “kamış demetine bağlanmış balta” betimlemeleri işlenmiştir.Konum📍https://goo.gl/maps/WxgtbyvxZUqhLDoJ7