Kaleiçi’nde ve Yivli Minare’nin karşısındadır; kuzey-doğu güney-batı yönünde uzanan dikdörtgen bir oturum alanı üzerine inşa edilmiştir. Onarım öncesi belirlemelere göre, açık avlulu, revaklı ve dört eyvanlı olduğu anlaşılan yapı, ağır bir onarımdan geçirilmiş ve birçok özgün ayrıntısı ortadan kalkmıştır; hâlihazırda üzeri kapatılmış bir çarşı olarak kullanılmaktadır.
Güney-batı cephesinde yer alan taçkapısı, cephe yüzeyinden dışa taşan dikdörtgen prizmal bir kütle halinde düzenlenmiştir. Taçkapı nişi, yanlarda, çift katlı akantus yapraklı başlıklara sahip silindirik sütuncelere oturan sivri bir kemerle kuşatılmıştır; dokuz sıra mukarnaslı bir kavsaraya sahiptir. Kavsaranın alt sırasında dört satırlık Arapça yazılı bir kitâbe bulunmaktaysa da, hayli tahrip olmuştur. Taçkapı nişinin yan kanatlarında, karşılıklı yerleştirilmiş yarım sekizgen planlı birer mihrabiye bulunmaktadır.
Kitâbesi tahrip olmuş yapının, inşa tarihi, şehrin Selçuklu Sultanı I. Gıyâseddîn Keyhüsrev tarafından ilk fethi yıllarına kadar inen ve muhtemelen I. İzzeddîn Keykâvus ve I. Alâeddîn Keykubad zamanında asıl karakterini kazanmış; hattâ 13. yüzyılın ikinci yarısında da kullanıldığı bilinen bir Selçuklu Sarayı olduğu düşünülmüştür.