Kendine özgü cumbası ile gördüğünüz bu ev,eski Başbakan Nihat Erim’in kayınpederi Dr. Sabri Okutan‘a aitti. Mimar Nejat Üreğen’in projesi ile restore edilen yapı , günümüzde Marine Otel sınırları içerinde bulunuyor.
Ancak bu evi Kaleiçi’ndeki tüm evlerden farklı kılan ise mimari özelliklerinden çok , bu evin giriş katında 1930 ‘lı yıllarda kiracı olarak oturan ve ailenin Antalya Lisesi’nde okuyan kızı Nedret ile aynı okulda Edebiyat öğretmenliği yapan yedek subay Kudret arasında yaşanan hazin aşk hikayesidir.
1939-1940 Eğitim yılında Antalya Lisesi’nde vuku bulan bu hadise o dönemde 17000 nüfusu olan Antalya için herkesin günlerce konuştuğu olay olmuş.
Okulun gözdesi olan Kudret öğretmene neredeyse okulun tüm kızları aşıktır. Yakışıklı yedek subayın her okul günü güçlü bir atın üzerinde Süvari kıyafeti ile gelişini bekleyen liseli kızlar için bu gelişi beklemek adeta bir ritüele dönüşmüştür.Bu durum ise Nedret için imkansız bir aşka dönüşür.
52. Alay’da yedek subay olarak görev yapan 20 yaşındaki Kudret , Antalya Lisesi’nde öğrenci olan 17 yaşındaki Nedret’i ilk kez Cumhururiyet Bayramı etkinliğinde görür.Kendisene bakan Nedret’i gören Kudret öğretmen karşılıklı duygular beslediğini belli eden bakışlarını esirgemez ve tören boyunca her fırsatta karşılıklı bu çekingen bakışlar devam eder. O gün başlayan bu çekingen bakışmalar ise büyük bir aşkın başlangıcı olur.
Kısa sürede bu aşk tüm Kaleiçi’nin diline düşer ve Kudret öğretmen artık zamanının geldiğini düşünerek Nedret’i istemeye karar verir . ilk isteme girişimi Nedret’in babası tarafından kızını vermeyeceğini açıkça belirtmesi ile sonuçlanır. İkinci denemede ve üçüncü denemede aynı durum olunca Nedret artık imkansız olarak gördüğü bu evlilik için dünyası alt üst ve odasındaki avize kancasına astığı bir urgan ile intihar eder. Hasteneye kaldırılan Nedret’in hayatını kaybettiği haberi tüm Antalya’da dolaşırken Kudret öğretmende Nedret’siz yaşamak manasız olduğu için Karaoğlanparkı’nda yerlalan aşıklar ağacının gölgesine yedek subay kıyafetlerini çıkarır ,bir şir yazar ve kağıdı kiyafetlerinin üzerine bırakıp ayaklarına bağladığı taş ile kendini Falezlerden aşağı atar.
Ancak imkansız bir durum cereyan etmiştir. Nedret tüm dedikoduların aksine hastanede hayat savaşını kazanmıştır. Eve dönerken kendinden saklanan birşeyler olduğunu anlayan Nedret , onun için ölümden daha beter olan haberi alır ve odasına kapanarak o gece aynı şekilde intahar ederek hayatına son verir.
Bu aşk hikayesi günlerce hatta yıllarca konuşulur. Bu hazin hikayeyi okuyan sizlerin payınıza düşen ise bu evi gördüğünüzde Aralık Sokak'taki zamanın izlerini keşfetmek ve bu aşık ruhları anmadan geçmemek olsun.